Bu kitabın temel amacı konuyla ilgili araştırma yapacaklara ön bilgilerin sunulması ve ülkemizde yapılan çalışmaların kaynağına ulaşabilmelerine katkıda bulunmaktır.
Helicobacter pylori enfeksiyonları günümüzde dünya nüfusunun yaklaşık %50’sini etkilemektedir.
Kronik atrofik gastrit, peptik ve gastrik ülser gibi hastalıkların yanı sıra, H.pylori’nin gastrik kanserlerle de ilişkisi bilinmektedir.
Bakterinin en önemli virülans faktörlerinden biri olan CagA proteininin (Cytotoxinassociated gene A), gastrik kanser gelişiminde rolü olabileceği öngörülmektedir.
CagA antijeni klinik izolatların birçoğunda bulunan 128 kDa’luk hidrofilik bir proteindir.
Bu protein epitelyal hücrelere tutunmakta ve farklı suşlarda sayıca değişiklik gösteren tirozin bölgelerindeki EPIYA motiflerinden fosforilasyona uğramaktadır. Bu EPIYA bölgeleri kendi içerisinde yüksek çeşitlilik göstermekte ve CagA negatif suşlardan daha yüksek gastrik kanser geliştirme riski taşımaktadır.
Bu çalışmanın amacı, anti-CagA antikorlarının tespitinde kullanılmak üzere, rekombinant bir CagA proteinini eksprese edebilen prokaryotik bir sistemin oluşturulmasıdır.
Çalışmada, H.pylori DNA izolasyonu için, önceden hızlı üreaz testi (CLO) ile pozitif olduğu saptanan 112 hastanın gastrik biyopsi örnekleri kullanılmıştır.
Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile örneklerin 57’sinden H.pylori DNA’sı amplifiye edilmiş; bu örneklerin de 35’inde cagA geni varlığı saptanmıştır. cagA pozitif 35 örneğin 25’inden farklı EPIYA motifleri çoğaltılmış; klonlama için en yüksek sayıda EPIYA motifi içeren örneklerden biri seçilmiştir.
Üretilen rekombinant fragmentin klonlanması ve ekspresyonu Champion Pet151/D vektörü (Invitrogen, ABD) ile gerçekleştirilmiştir. Ekspresyon E.coli bakteri kültürünün IPTG (Isopropyl-beta-D-thiogalactopyranoside) ile uyarılmasıyla başlatılmış ve protein analizleri anti-histidin HRP (Horse Radish Peroxidase) antikorları kullanılarak SDS-PAGE ve Western Blot (WB) analizleriyle yapılmıştır.
Çalışmamızda, aynı H.pylori suşundan klonlanan iki farklı rekombinant bölge başarılı olarak üretilmiştir.
CagA antijeninin H.pylori enfeksiyonlarının patogenezindeki önemi nedeniyle, invazif olmayan bir yöntem olarak hastalarda anti-CagA antikorlarının tespiti önem taşımakta ve bu amaçla genellikle ticari ELISA ve WB yöntemleri kullanılmaktadır.
Bizim çalışmamızda üretilen rekombinant CagA proteini, hasta serumlarında anti-CagA antikorlarının araştırılması amacıyla geliştirilecek olan ELISA testlerinde kullanılabilir niteliktedir.
Ancak çalışmamızda yöntem tasarımı yapılmadığından, geliştirdiğimiz rekombinant CagA proteinlerinin tanısal performasını değerlendirmek mümkün olmamıştır.
Sonuç olarak geliştirdiğimiz rekombinant CagA antijen ekspresyon sistemi, gerek ülkemizin kendi ELISA testlerini hazırlaması konusunda öncülük edecek, gerekse anti-CagA antikorlarının araştırılması suretiyle hastalık prognozunun öngörülmesi ve uygun antimikrobiyal tedavinin seçilmesi açısından klinisyenlere yardımcı olacaktır.