Sipariş listesinde ürün yok
9786257795654
165,00 TL
132,00 TL
-20%
Teknolojik gelişim ve yenilikler son 40 yılda her alanda olduğu gibi muhasebe
disiplininde de muzzam bir dönüşüme neden oldu. Üretim tesisleri binlerce işçi
ile günlerce uğraşarak ürettikleri mamulleri, neredeyse onlarca işçi ile sabahtan
akşama üretir oldular. Sözgelimi ülkemizde yerleşik bir otomobil fabrikasında
günlük otomobil üretimi 1.000 adet civarındadır. Bu da yaklaşık yedi dakikada(!)
bir otomobil üretilmesi anlamına gelir. Üstelik bu üretim düzeyi, müşterilerin
aynı model araç için arzu ettiği yüzlerce farklı donanım kombinasyonu gözönünde
bulundurularak sağlanmaktadır. Bu akış hızına yetişebilmek için mutlak
surette geleneksel muhasebenin de önemli değişimler yaşaması gerekmekteydi.
Nitekim öyle de oldu. Hatta sözkonusu ilk kırılma noktası çoğu muhasebeciler
açısından 1980’den önce ortaya çıkan “Faaliyet Tabanlı Maliyetleme” yöntemidir.
Bunu yıllar içerisinde mamul yaşam seyri muhasebesi, değer zinciri analizi,
kalite maliyetleri, balanced scorecard gibi onlarca yeni başlık izledi. Ticari hayatta
ortaya çıkan her yenilik, muhasebe açısında irdelenmesi gereken bir konuya
dönüştü. Sözkonusu çalışma konuları birbirinden genelde ayrı ortam ve zamanlarda
ele alındığından yıllar boyunca bu çabaların ortak bir adı da konulamadı.
Ülkemiz muhasebe camiası içinde de maalesef, sınırlı sayıda araştırmacı dışında
bu yeni çalışma alanlarına yeterli ilginin gösterildiği söylenemez.
Her yeniliğin bir direnç oluşturduğu herkes tarafından kabul edilecek bir gerçektir.
Ancak bilim insanına düşen karşılaşacağı tüm zorluklara rağmen daha
iyiyi, daha faydalıyı savunmak ve sahiplenmektir. Bu kitabın kaleme alınmasının
on yıl öncesinde, bu yeni alanlarla ilgili okumalar yapmaya başladığımda
değişimin ne denli büyük bir hızla gerçekleştiğini anlamaya başladım; ancak söz
söyleme cesaretini bulabilmek biraz zaman aldı. Zira ülkemizde muhasebe bilimi
maalesef bugün bile kendini mali kârın hesap edilmesi, kamu kurumları tarafından
talep edilen bilgilerin oluşturulması gibi formel gerekliliklerden kurtarabilmiş
değildir. Elbette bu konular muhasebe tarafından ele alınacak, bunlara
dönük bilgi gereksinimleri de yine muhasebe birimleri tarafından sağlanacaktır.
Ancak bu gereksinimler muhasebenin asıl işlevi olan; karar vermede işletme
yönetimine destek olacak bilginin üretilmesi ve sunulmasını engellememelidir.
Bu çalışma yukarıda bahsettiğimiz yeni konuların çıkış noktası olan, strateji
ile muhasebenin yanyana gelmesiyle oluşmuş stratejik yönetim muhasebesini tanıtmak
ve stratejik kâr planlaması konusunu örneklendirerek anlatmak amacını
taşımaktadır. Stratejik kâr planlaması analizi için kullanılan sistem dinamiği
yaklaşımı ve modellemesinin muhasebe camiası için bir farkındalık oluşturacağını
düşünüyorum.
Çalışmada olabilecek tüm hata ve eksikler bütünüyle şahsıma aittir. Eleştiri
ve önerilerinizi iletmenizden büyük memnuniyet duyacağımızı belirtmek isterim.
Çalışmanın ortaya çıkmasında emeği geçen, ailemden tutun da üzerimde
hakkı olan tüm meslektaş ve hocalarıma, adını sayamayacağım onlarca kişiye
minnettarım. Ancak stratejik kâr planlaması modelinin kurulmasındaki büyük
özverisi için kıymetli hocam Hasan Söyler’e özel olarak teşekkür etmek istiyorum.
Saygılarımla…
Doç. Dr. İbrahim AKSU
Eylül 2020
Malatya
ISBN | 9786257795654 |
Basım Yılı | 2020 |
Sayfa Sayısı | 119 sayfa 1. Hamur 160 x 240 |
Yazar(lar) | İbrahim AKSU |